Çocukluk çağı obezitesinde beslenmenin nasıl olması gerektiği ebeveynler tarafından merak konusu olmuştur. Yeterli ve dengeli beslenme, toplumun ve bireylerin sağlıklı ve güçlü bir şekilde hayatlarına devam etmelerinde, ekonomik ve sosyal açıdan ilerlemelerinde, toplumun refah düzeyinin artmasında temel faktörlerden birisidir. Toplumun geleceğinin sağlıklı olması için temel koşul, o toplumun çocuklarını sağlıklı bir şekilde yetiştirmesidir.
Çocukluk Çağı Obezitesi Nedir?
Genel olarak vücuda alınan enerji miktarının enerji harcamasından fazla olduğu durumlarda, yağ dokusunun artmasıyla ortaya çıkan klinik bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından obezite “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi’’ olarak tanımlanmıştır. Çocukların sağlıklı bireyler olmaları, doğum öncesinden başlayarak, sağlıklı bir çevrede büyümelerine bağlıdır.
Süt çocukluğu dönemi olarak bilinen yaşamın ilk yıllarındaki beslenme, büyümenin en temel belirleyicisi iken, erken çocukluk dönemindeki beslenme, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve yetişkin döneminde ortaya çıkabilecek olası sağlık sorunlarının önlenmesi açısından önemli görülmektedir. Her yaş grubundaki bireyler için obezite, 21. yüzyıldaki en ciddi halk sağlığı sorunlarından biridir.
Dünyada her yıl yaklaşık 3 milyon insan, fazla kilolu olma durumu ve obezite nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Genel olarak obezite bir erişkin hastalığı gibi algılansa da özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çocuk ve ergenlerdeki obezite prevalansının artış göstermesi, çocukluk çağı obezitesinin küresel boyutta halk sağlığı sorunu oluşturacağının bir göstergesidir.
Çocukluk Çağı Obezitesi Nasıl Saptanır?
Çocukluk çağı obezitesinin iki nedenle çok önemi vardır. Bunların ilki, çocukluk çağı obezitesinin çocukluk döneminin erken evrelerinde pek çok kronik ve metabolik hastalıklara neden olabilmesidir. İkincisi ise, obez çocuklarda ortaya çıkan psikolojik sorunların, bu çocukların ileri yaşlarda bile özgüven eksikliği ve çevreye uyum sorunları yaşamalarına neden olabilmesidir. Çocukluk çağlarında genel vücut indeksi için persentil tabloları kullanılır.
Persentil tabloları çocukların yaşına göre olması gereken boy uzunluğunu ve vücut kütlesini gösteren tablolardır. Çocukluk çağı obezitesinin risk oluşturma koşulu çocuğun vücut durumunun 85. persentil ve üstüne çıktığı durumlarda oluşmaktadır. Fakat her çocuğun yapısı farklıdır ve değerlendirme yapılırken çocuğun cinsiyeti göz önüne alınmalıdır. Persentil tabloları yaş, cinsiyet, boy ve kilo oranlarına göre değişim gösterir belirlemeler yapılırken bunlar takip edilmelidir.
Çocuğun gelişimi grafiklerdeki persentil değerlerine göre % 85 değerinin üzerindeyse fazla kilolu, % 97 değerinin üzerindeyse obez olarak kabul edilmektedir. Büyüme ve gelişme tablolarına dayalı bir değerlendirmenin aile hekimi, uzman bir doktor ya da diyetisyen tarafından hesaplanması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Çocukluk Çağı Obezitesinin Nedenleri?
Çocukluk çağı obezitesinin nedenleri başlıca şu şekillerdir;
- Obezite, genetik ve genetik olmayan faktörlerden etkilenen karmaşık, multifaktöriyel bir hastalıktır.
- Genel olarak obezitenin biyolojik, çevresel ve davranışsal nedenleri vardır.
- Çocuklarda ve ergenlik dönemindeki bireylerde obezite durumu günlük hareketin az olması, gerekenden fazla günlük kalori alımıyla sağlıksız beslenmeye bağlıdır.
- Genetik faktörler, sosyal çevre, ekonomik durum, medyanın etkisi gibi etmenler çocukların günlük enerji alımında etkili faktörlerdir.
- Bu değişimler fazla enerjinin yağa dönüşerek insan metabolizmasının etkilenmesine neden olur.
Obeziteden Kaçınma Yolları
Obeziteden korunma yaklaşımları prekonsepsiyon ve doğum öncesi, erken çocukluk ve okul çocukluğu ve adolesan dönemlerden oluşan üç kritik zamanda çocuğun obezojenik çevresini değiştirmeye odaklanmalıdır. Prenatal Beslenme: Hem maternal aşırı beslenme hem de maternal yetersiz beslenme doğacak çocuğun yaşamı boyunca obez olması açısından bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Anne adaylarının gebelikten önce ve gebelik süresince sağlıklı beslenme ve uygun fiziksel aktivite konusunda danışmanlık alması, prediyabet/diyabet açısından taranması ve gebelikte kilo alımlarının takip edilmesini kapsamalıdır.
Anne Sütü ve Postnatal Beslenme: Anne sütünün yetersiz beslenmeden korunma konusunda olumlu etkileri dışında daha uzun süre anne sütü almanın vücutta yağ dokusu artışından ve metabolik sendromdan koruduğu da bildirilmiştir. Erken Çocukluk Döneminde Beslenme: Ek gıdalara başlama zamanı da obezite riskini etkilemektedir. Yapılan çalışmalarda bebeklerin ek gıdaya başlama durumu araştırılmış ve 4 aydan önce ek gıdaya başlayan bebeklerde 3 yaşlarına geldiklerinde obez olma olasılığı 6 kat fazla bulunmuştur.
Buna karşın benzer risk anne sütü ile beslenen bebeklerde saptanmamıştır Zamanlama kadar ek gıdaların kalitesi de önemlidir. Yüksek enerji içeren, besin değeri düşük ve şekerli içecekler yerine bu dönemde sağlıklı yiyeceklerin ek gıda olarak tüketilmesine odaklanılmalıdır. Düzenli olarak besin değeri düşük sağlıksız besinler yerine sağlıklı yiyecekleri tüketen bebeklerin ileriye dönük yaşamında da sağlıklı beslenme olasılığı daha yüksektir.
Okul Çocukları Ve Adölesanlarda Beslenme: Çocuklar bu yaşlarda sağlıksız yiyecek ve şekerli meşrubat satışlarından daha fazla etkilenmekte ve yaşıtlarının olumuz davranışlarını örnek alabilmektedir. Ergenlik dönemindeki çocuklar okula gitmeleri sebebiyle sağlıksız besine daha kolay erişebilirler. Besin değeri düşük, yüksek enerjili, fazla yağlı yiyecekler ile şekerli meşrubatların fazla tüketimi obezite riskini artırmaktadır.
Buna karşın daha fazla meyve sebze tüketimi ve daha az yağ ve rafine karbonhidrat tüketimi obezite riskini azaltmaktadır. Günlük gereksinim kadar lif alımı ve süt ürünlerinin tüketilmesi çocuk ve ergen bireyleri obezite riskinden korur. Bu nedenle çocukların günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri, şekerli meşrubatlar, çoğu ayaküstü yenilen yiyecekler ve rafine şeker, yüksek früktoz içeren mısır şurubu, fazla yağ ve fazla sodyum içeren işlenmiş yiyecekler ve atıştırmalıklardan kaçınmaları tavsiye edilmektedir. Bunun yanında çocuğun sürekli devam ettirebileceği fiziksel aktivite ve sevebileceği sporlara yönlendirerek fazla kilo almalarından kaçınılabilir.