Senelerdir süre gelen ve herkesin hayatında en az bir kez dahi olsa duymuş olduğu bipolar bozukluk nedir gibi sorulara cevap vereceğiz. Bipolar bozukluğun bir diğer adı ise manik-depresif psikoz olarak bilinmektedir. Psikolojik-psikiyatrik bir bozukluk olan bu hastalık kişinin ruh halini, enerjisini, günlük yaşantısındaki tavır ve davranışlarını bu doğrultuda günlük yaşantısını ve ilişkilerini etkilemektedir. Bipolar bozukluk kişinin akademik hayatını etkilemesinin yanı sıra hem fiziksel hem de zihinsel açıdan birçok zorluklara ve işlev kaybına yol açmaktadır.
Bipolar Bozukluk Tanımı Nedir?
Bipolar bozukluğun tam olarak tanımını yapmamız gerekir ise kişinin duyguları en uç noktalarda yaşamasıdır. Yani bir yanda coşkunluk durumu yaşarken anlık bir duygu durum değişimiyle çökkünlük yaşar. Aynı zamanda bir kişi bir bireye karşı sevgi doluyken ortada bir sebep olmamasına rağmen aynı kişiye karşı nefret, kızgınlık duyguları beslemeye başlayabilir ve daha sonrasında yine ortada bir sebep yokken aynı kişiye karşı tekrardan aşırı sevgi dolu durumuna gelebilir.
Belli bir süre bu manik dönemde olan hasta daha sonra sahip olduğu bu hastalığın yatışması ile haftalarca belki de aylarca hiçbir belirti göstermeyebilir. Fakat hastalık tekrar kendini göstermeye başladığı zamanlarda hasta bir süre boyunca kendini karamsar, içe kapanık, depresif hisseder.
Bipolar Bozukluğuna Neler Sebep Olur?
Bipolar duygu-durum bozukluğuna nelerin sebebiyet verdiğine şöyle bir göz atmakta fayda var. Hastalığın ortaya çıkışında birçok psikolojik rahatsızlıkta da önemli bir faktör olan genetik yapı bipolar hastalığının ortaya çıkışında da etkilidir. Yani ailede bu hastalığı taşıyan özellikle de 1. veya 2. derece yakınlıkta olan aileden bir bireyin bu hastalığı taşıması kişinin de bu hastalık genini taşıyabilme olasılığı olduğunu gösterir.
Genetik faktör bipolar hastalığının ortaya çıkışından her ne kadar sorumlu tutulsa da beyinde salgılanan bazı kimyasal bileşikler ile ilişkili olarak nörolojik problemler sonucunda da bu hastalık meydana çıkabilir. Peki bipolar bozukluk hastalığının kendimizde veya bir tanıdığımızda olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? Erken tanı her hastalıkta olduğu gibi psikolojik bir rahatsızlık olan bipolar duygu-durum bozukluğunda da oldukça önemlidir. İşte bipolar bozukluk belirtileri.
Bipolar Bozukluk Belirtileri Nelerdir?
Bipolar bozukluk belirtilerini bu noktada mani ve depresif dönem olarak 2 ye ayırmamız daha doğru olacaktır.
Mani Dönemde Bipolar Bozukluk Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Manik dönemde bipolar hastalığının belirlileri başlıca şu şekildedir;
- Aşırı neşeli olma.
- Olayların merkezinde olması gerektiği hissi.
- Hiperaktivite.
- Normalden daha az uyku uyunması.
- Aşırı özgüvenli olma.
- Cinsel dürtülerde artış görülmesi.
- Halüsinasyon görülmesi durumu.
- Odaklanma problemleri yaşama.
- Yaratıcılık artışı.
- Normalden hızlı konuşma durumu.
- Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı.
- Sabırsızlık durumu.
- Huzursuzluk gibi duyguları en uç noktalarda yaşama.
- Sürekli olarak para harcama isteği.
- Motor hareket düzeylerinde artış görülmesi.
- Riskli davranışlara karşı dürtü görülmesi. (örn: Hızlı araba sürme.)
Manik dönemde kişi kendisini oldukça verimli ve iyi hisseder. Artan enerji miktarı sayesinde kişi kendini aktif hissetmeye başlar. Bu durum kişinin hastalığını fark etmesi ve kabullenmesi açısından zorluk yaratabilir. Bu da hastalığın tanısının konulmasını geciktirerek tedavi sürecini uzatabilir.
Depresif dönem ise manik dönemin tam tersidir ve dolayısıyla kişi bir uzmana depresyon şikayeti ile başvurur. Minör depresyon ile manik-depresif arasındaki farkı anlayabilmek oldukça zor bir durumdur ve bu noktada erken tedavi büyük ölçüde önem taşır. Bipolar duygu-durum bozukluğundaki depresif dönemi ele almamız gerekir ise belirtileri şu şekildedir.
Depresif Dönemde Bipolar Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Depresif dönemde olan bipolar hastalığının belitileri başlıca şu şekildedir;
- Enerji düzeyinde azalma.
- Özgüven kaybı.
- Değersizlik hissi.
- Uyku ihtiyacında artış.
- Yorgun uyanma durumu.
- Karamsarlık.
- Umutsuzluk.
- Keyif alınan etkinlik ve aktivitelerden eskisi kadar veya hiç keyif alamama durumu.
- Sebepsiz ağrılar.
- İştah oranında artış veya azalma görülmesi.
- Ölüm veya intihar düşüncelerine kapılma.
- Kuşku duyma durumu.
- Sanrılar görme durumu.
- Azalan cinsel istek görülmesi.
- Sebepsiz yere suçluluk hissetme durumu.
- Uyumada zorluk çekilmesi.
- Günlük işleri yerine getirme konusunda zorluk yaşama.
- İlişkilerinde sürekli tartışma yaşama durumu.
- Olaylara konsantre olmada zorluk çekilmesi.
Gibi durumları bipolar duygu-durum bozukluğunun depresif dönemi belirtileri olarak listeleyebilmemiz mümkünüdür.
Karma Dönemde Bipolar Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Bipolar duygu-durum bozukluğunda manik ve depresif dönemlerin yanında birde karma dönem olarak adlandırılan bir döneme daha sahip olunur. Karma dönemde ise hasta her iki döneme de ait belirtilerin sıklıkla görülmesidir. Kişi çok mutlu olduğu bir anda birden kendinden ve herkesten şüphelenecek duruma gelebilir.
Bipolar Hastalığının Tanı ve Tedavi Kollarına Bakacak Olursak;
Bu rahatsızlığın tanısını koymak ilk etapta zor olabilir. Özellikle ilk taka depresif dönemde görülür ise hastalığın bipolar olup olmadığını anlamak güçleşir. Hastaya bipolar tanısı koyulabilmesi için manik depresif dönemlerinin gözlenmesi ve incelenmesi gerekmektedir. Bipolar rahatsızlığında karmaşa durumu hakim olduğu için kişi alkol veya madde bağımlılığı problemlerine sahipse tanı koymak daha da zorlaşabilir. Birçok gözlem, istenilen testler ve ailede bipolar bozukluğuna sahip olan bireyin olup olmadığı göz önünde bulundurularak tanı konulduktan sonra tedavi süreci başlar.
Tedavi Süreci
Tedavi sürecinde hastanın doktoruyla olan işbirliği ve bunun yanında hasta yakınlarının desteği oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bipolar hastalığına sahip birey tedavi sürecinin ileri seviyelerine kadar kendisindeki değişimleri gözlemlemeyebilir. Bazı durumlarda ilaç kullanımına başlanması gerebilir ve hasta bir süre sonra kendisini iyi hissettiği için ilaç kullanımı bırakmak isteyebilir bu noktada hasta yakınlarının üzerine yine büyük bir rol düşer. Hasta yakınlarının ilaç kullanımına yönelik olumlu söylemleri ve hastanın yakınlarının desteğini ve farkındalığını hissetmesi büyük önem taşımaktadır.